DHL yaygınlaşma atağında. Alışveriş merkezlerinde, holding binalarında ofisler açacak; PTT binalarına corner, büyük şehirlere acentelikler verecek...
DHL Türkiye, iki yeni uygulamayla taşımacılık sektöründe atak tazeliyor. İlk etapta `Drop of Point` adı verilen uygulamayla, alışveriş merkezleri ve holding binaları gibi kurumsal merkezlere DHL ofisleri açılacak. Alışveriş merkezleri ve holdingler, bünyelerindeki DHL ofisleri sayesinde ek gelir elde edebilecekler... Türkiye`de ilk defa yürürlüğe girecek olan bu proje halen İngiltere, Fransa, Belçika ve İtalya gibi ülkelerde uygulanıyor. Drop of Point`in bir ileri aşamasıysa PTT`lerde corner vermek. Ancak bunun için PTT`nin özelleştirilmesi gerekiyor... Gümrük kontrollerinin DHL Türkiye organizasyon binasında yapılmaya başlayacak olması ise ikinci yeniliği oluşturuyor. Böylece işlemler hızlanacak, iletiler bekleme süresince aşınmayacak. DHL Türkiye, bu ikinci yeniliğin dışında acentelik vermeyi de sürdürecek. DHL Türkiye Direktörü Süha Çolakoğlu, sınırlı sayıda acentelik verileceğini söylüyor. Çolakoğlu, bu konuda oldukça iddialı. Acentelerin menfaatlerini kollamak adına ceplerinden para bile verebileceklerini belirtiyor. Çünkü DHL`in adının geçtiği her yerde hizmet kalitesinin yüksek olması gerekiyor. Para kazanamayan acente de iyi hizmet veremez....
BAŞLANGIÇ İÇİN 5 ACENTELİK;
DHL, beş farklı şekilde müşterilerine ulaşıyor. Şirket, merkezi ve stratejik noktalarda kendisi şube açıyor. `Express Centre` olarak adlandırılan noktalar tamamen DHL Türkiye`ye bağlı olarak çalışıyor. Göz önünde olan noktalarda kurum imajının maksimum olması gerektiğini vurgulayan Süha Çolakoğlu, bu tür noktalarda işlemlerin yüksek olduğunu ve doğal gözlem de yapılabildiğini belirtiyor. DHL Türkiye`ye bağlı olarak çalışan bir de mobil midibüsler var. Bu midibüsler, Express Centre`ların çalışma saatlerinin dışında kalan zamanlarda da çalışıyor. Gelen iletiler adreslerine ulaştırılırken, toplanan iletiler anında işleme konuluyor. Böylece acil iletiler, zamanında gitmesi gereken noktaya ulaşabiliyor. Üçüncü olarak DHL Türkiye, müşterilerine acentelikler aracığıyla ulaşıyor. Her bölge için şubeleşmeye gidildiği zaman maliyetlerin yükseleceğini belirten Süha Çolakoğlu, bu nedenle acenteliklerin gerekli olduğunu belirtiyor. Şu ana kadar 14 acentelik oluşturduklarını belirten Çolakoğlu, 2001 yılı içinde sınırlı sayıda acentelik verileceğini açıklıyor. Acentelik konusunda özellikle Balıkesir, İzmir Aliağa, Samsun, Trabzon ve Diyarbakır hedefleniyor.
Acenteliklerde en çok, DHL standartlarına uygun hizmet verilmesine dikkat ediliyor. Bunun için çalışanlar ve acente etkili bir eğitimden geçiriliyor. Bunun dışında hizmet verilecek noktanın merkeziliği de tercihte etkili oluyor. Acente olmak isteyen kişinin ticari itibarı, finansal durumu ve işine bakış açısı tercihte etkili olan diğer noktalar arasında yer alıyor. DHL Türkiye, bu işe yeni başlayacak girişimcilerin yanı sıra halen konuyla ilgili hizmet veren şirketlere de acentelik verebiliyor. Örneğin, turizm acenteleri konuya yakın görülüyor. DHL, taşımacılık yapan acentelerle da çalışabiliyor, ancak bu şirketin uluslararası taşımacılık alanında sadece DHL`le çalışmak gerekiyor.
ACENTE KAZANCINA GARANTİ;
Bir acentenin yatırım maliyeti, sadece kira bedeli, ofis ve teknolojik donanımıyla sınırlı. Tüm kurumsal kültürü yansıtacak ekipmanlar DHL Türkiye tarafından karşılanıyor. En az 50 metrekarelik bir ofiste hizmet vermek yeterli. Potansiyele göre değişmekle birlikte, bir acente en az 3 kişiyle hizmet verebiliyor. Acenteye verilen kar oranı yüzde 20 civarında. DHL Türkiye`nin acentelik kriterleri, hizmet kalitesi dışında oldukça esnek. Süha Çolakoğlu, para kazanamayan bir acentenin DHL Türkiye`ye faydalı olamayacağını savunuyor. Çünkü diyor Çolakoğlu, DHL organizasyonunda sadece gönderilen iletilerden ücret alınıyor. Böylece acente, dağıttığı iletilerin karşılığını alamıyor. Bu iletileri dağıtırken emek sarfeden acenteye finansal bir yük geliyor. Ocak ayından itibaren, acentelerin dağıttığı iletiler karşılığı emeklerinin bedelini almaları için de çalışmalara başlanacak. Böyle bir uygulama için tüm organizasyon yapısının değişmesi gerektiğini ima ettiğimiz zaman Süha Çolakoğlu, iletiler DHL merkezine ulaştığı zaman mevcut uygulamaya göre işlem görüp çıkış yapılacağını belirtiyor. Çolakoğlu, bu uygulamanın DHL Türkiye`ye getireceği finansal zararın acentelere yansıtılmayacağını belirtiyor.
İŞ MERKEZLERİNE OFİS;
DHL`in Drop of Point uygulaması daha kapsamlı bir fırsat sunuyor. Çünkü bu uygulama tüm alışveriş merkezlerini ve holdingleri ilgilendiriyor. Tek şart, bu kurumların gönderi yapma potansiyelleri ve marka anlamlarının DHL`le örtüşmesi. Bu uygulamada da yine görünürlüğün artırılması amaçlanıyor. Drop of Point, kısaca kurumlar bünyesinde DHL acenteliği açılması olarak açıklanıyor. Bu uygulamada, gönderi potansiyeli yüksek kurumlar, bir yandan işlemlerini kendileri hallederken, diğer yandan da çevreden gelen talepleri değerlendirerek acentelikten para kazanabiliyorlar. Uygulama daha çok merkezi noktalardaki kurum binalarında geçerli olacak. Bina girişinde bir DHL ofisi oluşturulacak ve bu ofis tamamen kuruluşa bağlı olarak hizmet verecek. Ofiste çalışacak personellere DHL eğitim verecek. Bu ofis aracığıyla kurum binasına gelen ziyaretçiler de DHL ofisinden yararlanabilecekler. Bu sayede DHL işlem hacmini artırırken, kuruluş da ofis üzerinden ek bir gelir elde edecek. Drop of Point uygulamasıyla öncelikle büyük şehirlerdeki merkezi noktalar hedefleniyor. Ofisteki çalışma şartları ve komisyon oranları acentelik sistemiyle aynı olacak. Süha Çolakoğlu, DHL`in mevcut müşterilerinin de Drop of Point uygulamasından yararlanacağını belirtiyor. Böylelikle DHL`in elde ettiği kar oranı düşecek, ancak işlem hacmi artacak ve DHL yeni müşteriler kazanacak. Drop of Point uygulamasının DHL`in görünürlülüğü artırma politikasına da uygun olduğu açıklanıyor.
PTT CORNER`LERİ;
Süha Çolakoğlu, Drop of Point uygulamasının bir ileri aşamasını, PTT`nin özelleştirilmesinden sonra gündeme getirmek istediklerini söylüyor. Bu uygulamada söz konusu Drop of Pointler`in, PTT ofislerinde açılması planlanıyor. Bu uygulamayla DHL işlem hacmini artırırken, PTT de ekstra bir altyapı yatırımı yapmadan DHL`nin güçlü dağıtım ağı sayesinde gelir elde edebilecek.
MERKEZDE GÜMRÜK KONTROLÜ;
DHL`de, dağıtım ve ileti alma sistemleri dışında, tüm iletilerin toplandığı bir operasyon merkezi var. İletiler burada rutlarına göre dağıtılıyor. İşte DHL Türkiye, operasyon merkezi kapsamında bir başka yeniliği daha gündeme getirmeyi planlıyor. Sektörde ilk defa uygulamaya geçecek olan bu uygulama, operasyon merkezinde gümrük kontrolü yapılabilmesine olanak tanıyacak. Gümrük memurlarına operasyon merkezinde bir bölüm açılacak. Yurtdışından gelen veya yurtdışına gidecek iletiler DHL`in operasyon merkezinde işleme tabi tutulacak ve iletiler gümrük depolarında beklemek zorunda kalmayacak. Böylece hem zamandan tasarruf edilecek, hem de bekleme süresi boyunca iletilerin aşınması engellenecek.
GÜNDE 260 BİN GÖNDERİ;
DHL, 228 ülkedeki 3 bine yakın ofisinde 64 binin üzerinde uzman personeliyle çalışıyor. 222 uçağı, 17 bin 457 araçlık karayolu filosu ve global dağıtım ağı sayesinde, 1 milyonu aşkın düzenli müşterisinin her gün ortalama 260 bin gönderisini, yılda 140 milyonun üzerinde paket ve dokümanını adrese teslim ediyor.
DHL TÜRKİYE, 450 kişilik profesyonel kadrosuyla, Türkiye genelindeki 16 ilde anında hizmet verebiliyor. Şirketin Türkiye genelinde 18 bin düzenli müşterisi bulunuyor. DHL Türkiye, 1999 yılında hizmet kalitesinde en yüksek artışı sağlayarak `Hizmet Kalite Ödülü`nü almaya hak kazandı.
`İLK`LERİN ŞİRKETİ;
* ULUSLARARASI hızlı hava taşımacılığı alanında faaliyet gösteren ilk kuruluş olan DHL`in sektördeki bazı ilkleri şöyle sıralanıyor:
* 365 gün ve 24 saat kesintisiz canlı müşteri hizmeti, yerel internet siteleri, ISO 9002 kalite belgesi, kendi uçağıyla hizmet, müşteri kulübü, e-mail aracığıyla gönderi takibi, mobil ofis hizmeti... (PARA)